Çocuklarda İnatlaşma İle Başa Çıkmanın Yolları
Çocuk gelişiminin belli bir evresinde görülmesi gereken özelliklerin biri de; her olumsuz talebe olumsuz karşılık verme, yani inatlaşma dönemidir. Psikolojik gelişim döneminde bağımsızlaşma ve kendine güven kazanma duygusuyla çocuk varlığını kabul ettirmek için çevreden gelen uyaranlara karşı direnir. Bu, gelişiminin en doğal parçasıdır. Çocuk, bu dönemde kendi varlığını hissettirmeye, kabul ettirmeye çabalar.
Bağımsız birer birey olduklarının farkına varmaya başlamaları ve dünyayı keşfetme merakları bu inatlaşma sürecini tetikler. Çocuklar anne-babaları ve çevresindekiler ile ayırım yapmaksızın her zaman ve her konuda çatışmaya girebilirler. Çocukların bir inatlaşma nöbeti süresince fikir değiştirdiğine tanık olabilirsiniz. Bazen, neyi isteyip neyi istemediğini bile anlayamazsınız. Örneğin, acıkmıştır ama evdeki yemeği yememekte direnir, istediği yemeği yaparsınız yemek istemez. Alışverişe çıkarsınız istediği ve aldığı çikolata ya da cips… gibi şeyler için bile ben bundan istememiştim ötekinden al diye tutturur, siz daha başka şeyler alırsınız başka bir bahane bulur vs. İnatlaşma karşılıklıdır, çocuk inatlaşırken bunu tek taraflı yapıyor olamaz. Birinizden biri yenik düşene kadar inatlaşma devam eder başka bir deyişle; siz pes edene kadar sizinle çatışmaya devam edecektir.
İnatlaşma sürecinde; size kendisinin bağımsız bir birey olduğunu, kendi tercihlerini kendisinin yapabildiğini kanıtlamak istemektedir. Pek çok anne-baba bunun farkında olmadığı için çocuklarıyla gereksiz yere çatışmaya girer ve kendilerini de çocuklarını da yıpratırlar. Yaşanan inatlaşma süreci, anne-baba ve çocuk arasındaki bir iletişimsizliğin başlangıç noktası olabilir ve bir kısır döngüyle son bulabilir. Hatta bazı çocuklar bunu bir alışkanlık haline getirirler, daha ileriki yaşlara da taşırlar.
Bu dönemi atlatmanın temel yolu; çocuğunuzun neler yapabildiğini – yapmadığını bilmek ve bu becerilerini kullanması için sürekli onu yönlendirmektir. Bu yolla kendi becerilerini fark eden çocuk, özgüven kazanacak ve aileye karşı da güven duygusu artacaktır.
Çocuğunuzla çatışmaya girdiğinizde yapmanız gerekenler şöyle sıralanabilir;
1. İnatlaşma sürecinde; ağladığında ya da öfkesini kontrol edemediği durumlarda çok ilgilenmiyormuş gibi görünün ve ona “Sen sakin olunca konuşalım, sen böyle ağlarken – bağırırken seni anlamıyorum” diyerek hem kendinize hem de çocuğunuza düşünmek için zaman tanıyın. Bir süre sonra yeniden istediğini elde etmek konusunda sizinle inatlaşmaya başlarsa hiç tepki vermeyin. Birkaç denemeden sonra vazgeçecektir.
2. Her şeyden önce bu durumda soğukkanlılığınızı korumaya çalışın. Derin bir nefes alın ve içinizden “O sadece bir çocuk” deyin. Öfkeli bir tavır takınmayın, yumuşak ve uzlaşmacı bir ses tonuyla konuşmaya özen gösterin.
3. İstediği şeyi neden yapamayacağınızı basit bir şekilde açıklayın ve bu açıklamayı yaparken mutlaka bu durumdan dolayı ne kadar üzgün olduğunuzu belirtin. Onun istediği şeyi sizin de istediğinizi ama koşulların buna izin vermediğini söyleyin. Duygularını paylaştığınızı bilmek onu hem rahatlatacak, hem de sizi ona karşı sürekli engeller koyan bir yetişkin olarak görmesini engelleyecektir.
4. Ona kararlı ve tutarlı, fakat mutlaka sevecen bir tavırla yaklaşın. Önce “Hayır” dediğiniz bir şeye sonradan “Evet” derseniz çocuğunuz bunu size karşı sürekli kullanmaya başlayacaktır. Çocuğunuzun her şeyine “Evet” dememeyi ve her istediğini yapmamayı öğrendiğinizde çocuğun inatlaşmaları daha az görülecek ve yaşanan çatışma kısa bir sürede çözülecektir.
5. Çocuğunuz her şeye rağmen sizinle inatlaşmaya devam ediyorsa, dikkatini istediği şeyden başka bir noktaya çekmeye çalışın. Bu bir çizgi film, bir kuş, bir kedi, sevdiği bir yiyecek veya oyun vb. herhangi bir şey olabilir.
6. Çocuğunuz sakinleşene kadar ilgisini çekebilecek değişik alternatifler deneyebilir – seçenekler sunabilirsiniz. Ona sadece “Dur – Yapma” demeniz onu daha da gerginleştirecektir. Bunun için alternatiflerden yararlanarak “ Onu yapamazsın ama şunu yapabilirsin” diyebilirsiniz. Çeşitli yönlendirmeler sonucu; bağımsız bir birey olarak tanıdığınızı, onun kararlarına saygı duyduğunuzu düşünecektir. Kendisiyle ilgili kararları verebildiğini ve onun seçimine öncelik tanındığını düşünerek inatlaşmaktan vazgeçecektir.